14 Aralık 2015 Pazartesi

Long time no see

Bu sefer böyle oldu, ne oğluşumun hastalıkları bitiyor, ne benimki bitiyor. 31. Haftanın sonuna geliyorum. Aslında takvime göre 15 Şubatta doğacak olan 30 haftalık bebem olmalı ama 1 hafta önden gidip 8 Şubata doğumunu çeken bir bebem var. Sezeryan doğum olacağı için tahmini doğum tarihimiz de Ocak sonuna çekildi. 
Bu hafta kontrolde anlarız gerçi anyayı konyayı. Son kontrolümde suyumuzun biraz azaldığından bahsetmiştik, bakalım bu sefer durumumuz nasıl. 
Aslında ne güzel hafta hafta anlatıyordum ben şu hamileliğimi ama sonradan hem hevesim kaçtı, hem işlerim çoğaldı, hem oğluşun hastalıkları arttı falan derken salladım sanırım. 
28. Haftada şeker yüklemesi yaptırdım. 50lik. Açlık 95, tokluk 135 çıktı ilk saatte. Doktorum biraz fazla olduğunu diyetisyene gitmem gerektiğini söyledi. Özel hastaneye gittiğim için her şeye yönlendirmeye meraklılar ben de başka bir şehirde yaşayan devlette kadın doğum uzmanı olan bir arkadaşımla bağlantıya geçtim. Normalde açlık sınırı 95 tam sınırdayım, ama 1 saat tokluk değeri 140 altında olmalı ki matematiksel olarak kesinlikle altında :) o kadar takma, biraz ekmeğini değiştir, pirinci-makarnayı azalt, tatlıyı azalt düzelir ama 1 ay sonra testi tekrarla dedi. 75lik istedi o ama bilemeyeceğim tabi bizim dr ne der.
Sonuçta diyetisyene gitmeden halletmeye çalıştım. Tabi bendeki bu rahatlığın esas sebebi hem toplamda 5 kilo almış olmam hem de bebede hiç bir sıkıntı olmaması. 
Bu hafta test tekrarında anlayacağız neler olacak. 
Bir de artık doğum konuşuruz demişti doktorum. 
Bunun dışında ne kadar magnezyumuma dikkat etsemde ilaçlarımı alsamda kramplar girmeye başladı geceleri. Bağıra bağıra uyanıyorum. 
Sonunda oğlumun yeni odasını boşalttık, sırada eşyaları var. O da bir ay sürünür ben doğuracak mıyım çocuk odası mı hazırlayacağım şaşırırım artık.
Oğluşumun hastalıkları bitmiyor, ishal virüsü kapıp 2 hafta hasta yattı geçtiğimiz at. Aslında ben ondan da şekeri tavan yapmış olabilirim çünkü çok üzüldüm. Gerçi dünyanın tatlısını yedim öyle böyle değil, ondan bile olabilir yani :) Neyse oğluş şimdide feci öksürük durumunda, balgam çıkarıyor küçük bedenden. Sabahleyin, yatağına kusmuş, ama ilk kez kusmukla karşılaştığı için anne çok tükürdüm diye ağlayarak uyandırdı beni. 
Fotoğraflardan farkettiğim kadarıyla bu üzerindeki de hastalık forması olmuş :) 

Ben ağırlaştım sanki, sıkıldım da çok. Yediklerim içtiklerim de kısıtlandı ya iyice bastılar beni :) Kızımın giysilerini hallettim çoktan bu arada, şimdi battaniyesine başladım, umarım oğluşum hastalıkları biterse yetiştireceğim.

Benden haberler bu kadar. Yılbaşı alışverişlerine başladım bu arada, acayip indirimler var kozmetikte. Estee Lauder blockbuster set benim oldu mesela :) 

maksimuma 7 taksitle aldım tabi, aslında bonus varsa boynerden alışverişte 300₺ ye 50₺ puan verdikleri için 100₺ daha karda olacaktım ama kısmet değilmiş :) 
Parfüm alışverişinde 219₺ye alabiliyorsunuz blockbuster seti, bir de bir alana ikinci üründe yüzde 50 indirim olduğundan double wear fondöteni yarı fiyatın kaptım birde :) Parfümümü çok beğenerek aldım, doğurunca umarım aynı olur parfüme tepkim, çünkü yarım koku alıyorum şu anda :) 

Neyse bu kadar lak lak yeter. Bu hafta sonuna doğru aylık hobi raporumda görüşmek dileğiyle. 
Sevgiler
Özge




21 Kasım 2015 Cumartesi

Aylık hobi raporu - Kasım 2015

Selamlar olsun oğluşu babaanneye yatıya gönderdiğim bir cumartesi gününden herkese. 
Bu ayki aylık hobi raporum oğluşumun geçirdiği 2 haftadır süren virütik bir rahatsızlık sebebiyle hem gecikti hem de beklediğim kadar iş bitirici bir rapor değil. Çoğu wipimde yerimde sayıyorum. Bitenlerim de var tabiki, yeni başladıklarımda. İşte hepisini bulabileceğiniz raporum :)

1- Tabiki ilk model yine benim hiç bir iğne oynatılmamış goblenim. Sıfır çalışma var bu ay üzerinde. Sanırım 2 aydır dokunmuyorum. Biraz zaman geçsin diyeceğim ama sanırım doğumdan sonra da konsantre olmam zor olacağı için sürekli listede kalan ama hiç birşey yapılmayan işim olarak burada göreceksiniz. 

2- Elmas taş işleme modelim de yerinde sayıyor. Aslında başına otursam bitecek hemen çerçevelenecek ama şimdilik salondan da kaldırdığım için gözden ırak gönülden ırak oldu. Muhakkak doğum öncesi bitireceğim ama ;) 

3- Kanaviçe tablom bu ay bitenler arasında yerini aldı. Aslında post olarak yayınlamıştım ama raporumda yer vermezsem olmazdı :) merak edenler için postuma BURAYA tıklayarak ulaşabilirsiniz. 

4- Eveeet, ikinci hediye bebek battaniyem de bitti. Bununla ilgili de bir post yayınlayacağım ama tığ işi olduğu için nasıl anlatacağımı bilmediğimden kafamın daha rahat olduğu günlere saklıyorum postu. Sahibesine ulaştı battaniye, elimden gitmeden önce resimleri aldım tabii ki :) 

5- Televizyondan internetten aman yüzyılın kışı, aman geldi geliyor diye duydukça beni alan panik ile başladım oğluşların atkı-bere takımlarına. Bir gün yapıp sökerek geçti, bire bir değilde esinlenerek yapmak insana bir gün kaybettiriyor :) Alize dergide görüp rengini ve cinsini beğendiğim ipi alıp başladım yapmaya. Modeli beğenmedim o yüzden söktüm değiştirdim, sonra bir daha söktüm bir daha değiştirdim falan 10. Denemeyi gördüm yani kesin. Sonunda kararımı verip başladım yapmaya. Bunun da tasarımı bana ait yani :) 
Oğluşuma yaptığım bitti, hatta bereyi ilk yaptığımda acık büyük yaptığım için ikinciye yaptım. İlk yaptığım bana oldu :) 
Şimdi aynı modeli, aynı ipin laciverti ile Kerem paşama başladım. Tabii onunki biraz daha büyük olacak seneye de giyerler artık :) 

Şimdilik elimdekiler bu kadar. Aslında yeni kanaviçe yaptığım set var ama onunla ilgili henüz tam başlamadığımdan bilgi koymuyorum buraya. 
Ben örgüme geri döneyim. Malum oğluş evdeyken sendrom manyağı oluyoruz ve hiiiç birşey yapamıyoruz :) 
Sevgiler
Özge 










12 Kasım 2015 Perşembe

Kai Baby Blanket - english pattern -

Hi Everyone,

Well, I have tried so much to upload pdf of this pattern here and also to ravelry but unfortunately I cannot :) Hope to figure it out someday.
In the meantime, you can sse the pattern below, I will simply copy and paste the file here. Just let me know if you need it as pdf, I can email you. Or if you have any idea for me to fix "cannot uploading" problem just give me a comment about it.

Thank you for checking my blog, and hope you like the pattern.

KAI – BABY BLANKET FREE PATTERN
By Mrsluckytooth

Please note that you can sell finished items made from this pattern just please credit my pattern.
Second note: please do not sell this pattern!
3rd note: Notes never end! If you blog this pattern or an item made from this pattern please give me a credit as you know it is not easy to write down the patterns and if you credit me it will encourage me so I can write new patterns J Thank you!
Yarn:
Nako Lüks Minnoş
50% Premium Acyrilic – 50% Poliamid    
100 gr – 336 m
Col: Navy (1 skein), Blue (1 skein), Yellow (1 skein), Beige (1 skein)

Knitting Pattern:
Cast on 127 stitches
Row 1 – (K7, (P1,K1,P1))*12  times, K7
Row 2 – (P7, (P1,K1,P1))*12 times, P7  
These two rows are the basic pattern. You will just change the colours according to the colour pattern.
 Colour Pattern:
Row1 to Row30 use colour blue
Row31 to Row50 use colour navy
Row51 to Row56 use colour yellow
Row57 to Row76 use colour navy
Row77 to Row82 use colour yellow
Row83 to Row102 use colour navy
Row103 to Row132 use colour blue
Row133 to Row152 use colour navy
Row153 to Row158 use colour yellow
Row159 to Row178 use color navy
Row179 to Row184 use color yellow
Row185 to Row204 use color navy
Row205 to Row234 use color blue  


Crochet Pattern:
After finishing the knitted part of the blanket, now it is time for crochet border.
For the crochet border first position your blanket facing up. Start from which corner you prefer to start doing single chain stitches. For the corners use 3 single chains and for the rest one single chain stitch for one hole. When this row (I will mention it as first row) start using below pattern starting from row2.
Row1 – Use single chain stitches as mentioned above using col.beige
Row2 – Use single chain stitches using col.beige. Do not forget using 3 single chain stitches on the corners.
Row3 – Use half double chain stitches using col. beige. Do not forget using 3 half double chain stitches on the corners.
Row4– Use single chain stitches using col.beige. Do not forget using 3 single chain stitches on the corners.
Row5 – Use single chain stitches using col.navy. Do not forget using 3 single chain stitches on the corners.
Row6 – Use half double chain stitches using col. beige. Do not forget using 3 half double chain stitches on the corners.
Row7– Use single chain stitches using col.beige. Do not forget using 3 single chain stitches on the corners.
Row8 – Use single chain stitches using col.yellow. Do not forget using 3 single chain stitches on the corners.
Row9 – Use half double chain stitches using col. beige. Do not forget using 3 half double chain stitches on the corners.
Row10– Use single chain stitches using col.beige. Do not forget using 3 single chain stitches on the corners.
Row11 – Use single chain stitches using col.navy. Do not forget using 3 single chain stitches on the corners.
Row12 – Use half double chain stitches using col. beige. Do not forget using 3 half double chain stitches on the corners.
Row13– Use single chain stitches using col.beige. Do not forget using 3 single chain stitches on the corners.
Row14 – Use single chain stitches using col.yellow. Do not forget using 3 single chain stitches on the corners.
Row15 – Use half double chain stitches using col. beige. Do not forget using 3 half double chain stitches on the corners.
Row16– Use single chain stitches using col.beige. Do not forget using 3 single chain stitches on the corners.
Row17 – Use half double chain stitches using col. beige. Do not forget using 3 half double chain stitches on the corners.
Row18– Use single chain stitches using col.beige. Do not forget using 3 single chain stitches on the corners.
Row19– Use single chain stitches using col.navy. Do not forget using 3 single chain stitches on the corners.
Row20 – Use half double chain stitches using col. navy. Do not forget using 3 half double chain stitches on the corners.
Instagram: mrsluckytooth
Ravelry: fozgeg

  

10 Kasım 2015 Salı

Kai Baby Blanket - Kutay paşanın bebek battaniyesi


Merhabalar,

(there is a link for the English version at the end of the post!)

Şu sıralar okunma sayımda artışlar görüyorum bir mutlu oluyorum bir mutlu oluyorum. Gerçi okuyanlar takip etmiyor o ayrı. Olsun, günün birinde takipçi sayım 1'i geçecek biliyorum.

Ekim ayının 15'inden sonrasını doğum haftası olarak geçirmiştik. İşte o bebişlerden birinin battaniyesi bitti, henüz hastalıklardan kurtulup görmeye gidemedim ama hastanede şiş piş suratıyla bile müthiş görünüyordu paşam.

Battaniye aslında çok kolay, bittiğinde müthiş beğenmedim ama çok ta kötü olmadı bence.

100cm boyu 75 cm eni oldu, tam istediğim dikdörtgenliğe sahip, ancak enini biraz daha geniş tutsam olurmuş. Aslında hedeflediğim en 80cm'di ama bazen istenenler olmuyor tabisi.

Türk okuyucular örgü konusunda leb demeden leblebiyi anlayan fotoğraftan çıkaran insanlar olduğu için uzun uzadıya anlatmayacağım. Kısaca 7 düz, 3 pirinç örgülü bir tarifim var.


127 ilmek ile başladım örülen bölüme. raporu kullanarak (30 sıra mavi, (20 sıra lacivert,6 sıra sarı,20 sıra lacivert, 6 sıra sarı, 20 sıra lacivert)) renk raporunu 2 kez tekrarlayıp sonunda yine 30 sıra mavi yapıp bitirdim. Yani toplamda 234 sıra örmüş oldum.
Sonrada çevresini tığ ile sık iğne ve yarım trabzan kullanarak yaptım. Bunun için de kullandığım renk raporu şöyle.
- 2 sıra sık iğne bej
- 1 sıra yarım trabzan bej
- 1 sıra sık iğne bej
- 1 sıra sık iğne lacivert
- 1 sıra yarım trabzan bej
- 1 sıra sık iğne bej
- 1 sıra sık iğne sarı
- 1 sıra yarım trabzan bej
- 1 sıra sık iğne bej
- 1 sıra sık iğne lacivert
- 1 sıra yarım trabzan bej
- 1 sıra sık iğne bej
- 1 sıra sık iğne sarı
- 1 sıra yarım trabzan bej
- 1 sıra sık iğne bej
- 1 sıra yarım trabzan bej
- 1 sıra sık iğne bej
- 1 sıra sık iğne lacivert
- 1 sıra yarım trabzan lacivert
Köşeleri dönerken 3 sık iğne veya 3 yarım trabzan yaptım. 

Bu kadar kolay...
Eğer isterseniz ravelry hesabına ingilizce patterni mi ekliyorum. Buradan tıklayıp ulaşabilirsiniz.

Bu arada neden ismi Kai, Kutaya yaptığım için K.ay olarak isimlendirmek istedim. Kai'de Kay olarak okunduğundan ilk yazılı modelimin ismini Kai Baby Blanket olarak kullandım.

Buradan paşam Kutayıma bu yaştaki isim babalığı için teşekkür eder, paşaya verdiğimde bir fotoğrafını çekip izin alabilirsem günün birinde sizinle paylaşmayı denerim.

Daha detaylı, ecnebilere hazırladığım gibi bir anlatım isterseniz yorumlarda belirtin, Türkçe pdf'i de en kısa zamanda hazırlamaya çalışırım istek olursa.

edit: bir türlü millet gibi oraya ekleyemedim iyi mi pdf'i. buradan tıklayıp ulaşabilirsiniz.

Please find the English pattern file here. Sorry I am new here on blogging and ravelry as a designer, so cannot find any other way to upload the file. 


29 Ekim 2015 Perşembe

Kanaviçe oğluş odası ayıcığı

Merhabalar,
Aylık hobi raporlarım dışında, biten ürünlerim de var beniim :)

Aslında çok numarası olan bir iş değil, instagram üzerinden sipariş ettim bir güzel kit olarak. Gayet iplikleri, iğnesi, kumaşı, şeması hatta bulamazsan diye makası falan var kitin içinde :) bana sadece yapmak kaldı. 

O yüzden aslında o bölümde bir numara yok. Ama yine de püf noktası olarak söyleyebileceğim, kumaşı 4 e katlayıp orta noktasını bulursak, şemanın üzerinde de orta noktamız belirtiliyor zaten, ikisini eşleştirip tam ortalanmış işleme yapabiliriz. 


Adım adım bir kaç resim çekmiştim instagramda paylaşmak için, onları da şuracığa ekleyebilirim sanırım. 

Her seferinde biraz daha güzelleşen işim iğne ardı da eklenince beklediğimden çok daha güzel oldu. Kenarlarını sürfile makası ile kestim artık at at nereye kadar diyerek. 

Şimdi esas kısıma gelelim, sipariş verirken, ürüne uygun kasnak ta gönderin bana bacııım diyerek kasnağımı almıştım. Plastik kasnak deniyor sanırım, esnek bir şekilde takılıyor. Takımı çok rahat, sonra internet üzerinden gördüğüm kasnağa takıp sabitleme işine geçtim. 


Kasnağa taktıktan sonra düz dikiş ile bir güzel çevresinden geçtim, sonra sıkarak büzdürdüm. 

Böylece yukarıda gördüğümüz şeklini aldı. Bu aşamadaki kendime notum, 
  • kumaş boyutunu biraz daha iyi ayarlamam oldu. Sanırım 5er santimetre daha büyük kesmek tüm çevreden kasnağın boyutu hesaplandıktan sonra. 
  • Bir de ikinci kendime notum, normalde goblen çalırken aylarca sürdüğü için kenar atmaları çok oluyor, bunu düşünüp ben de hemen kenarlarını bir şekilde naylon ip ile sabitliyorum. Ama kanaviçe işi çok hızlı bitecek deyip bu işlemi yapmadım ve kenarlardan en az 1 er cm kaybetmiş oldum.  


Bu aşamadan sonra arkasındaki görüntüyü temiz hale getirmek için keçe ile tekrar bir dikme işlemimiz var. Aslında bu tertemiz yapmak için ama ilk işim olduğu için benimkinin görüntüsü pek tertemiz değil :) 

Üstteki nispeten temiz görüntü için kendime notlarım ise şöyle,

  • ilk notum bir dahaki sefere kasnağa bitmiş etamin panoyu takmadan önce kasnağın içini kullanarak keçe üzerine kalemle kesilecek dairenin boyutunu çizeceğim, yoksa böyle yamuk yumuk birşey oluyor. 
  • İkinci notum altta boşluk bırakmadan dikeceğim için içine mutlaka hatıra birşeyler yazıp bırakacağım belki bir gün bulunur kim bilir :) 
  • Üçüncü notum ise keçeye uygun bir iplik almak lazım böyle çok çirkin görünüyor :)


Sonuçta önden güzel görünen ama arkası eh işte olan bir kanaviçem oldu, tam bir adet daha yapabileceğim kadar ipim arttı, erkek doğumlarında kullanmak için süper bir hediye değil mi?



Bu arada beni instagramdan takip etmek isterseniz mrsluckytooth kullanıcı adı ile bana ulaşabilirsiniz. İpliklerimi ve kitlerimi de iplikguroglu instagram hesabından alıyorum. 

Sevgiler
Özge




19 Ekim 2015 Pazartesi

Bez bırakma maceramız vol 2

6. Gün Pazartesi

Çoook yorgunum, bedenen olanı geçtim tabi, yatıyosun kalkıyosun unutuyorsun da ben ruhen yorulmuşum. Bugün okul günü diyorum ve sabah bezsiz bir şekilde evden çişimizi yapıp çıkıyoruz. Kral tacımız başımızda, ille onunla gideceğiz çünkü bezi bırakınca kral olduk. 
Okulda alkışlanmış falan keyfi yerinde sıpanın. Eve gelince yıkarım çamaşırlarını nasıl olsa bol bol birikir bugün diyorum, çantayı bir açıyorum ana o da ne kirli kıyafeti normal, çişli değil birşey değil. Öğretmeni ile konuştum, hep söylemiş okulda hiç sıkıntı olmamış. Evde de iyiyiz kaka yapıp, çiş yapıp lazımlığa tezahüratlar yapıyoruz wooowww, o ne be diye. Bugün mutlu gün hadi yatalım. 

7. Gün Salı

Sabahki okula gitmiyceeem hengamesini fazla uzatmıyorum. Takıyorum külot bezini altına doğru pazara. Normalde takmam ama hava kötü, şimdi kaçırır hasta olur falan diyorum kıyamıyorum işte ne yapalım klasik Turkish Mummy diyollar benim gibilere. Bu arada oğlumun ilk pazar deneyimi, çok mutlu, geç gittik geç geldik çok yürüdü hep sözümü dinledi. O mutlu ben mutlu. Eve geldiğimde manzara süper, beze hiç birşey yapılmamış, evde de birşey yapmıyoruz tuvalet haricinde. Bugünü de çoook sevdik biz. 

8. Gün Çarşamba

Oğluş yine okulda, hiç kaçma olmadan eve geldik. Mutluyuz huzurluyuz. Kapıdan giriyoruz, tuvalete oturmayacağım çiş kaka yoook inadından sonra bende salıyorum kendimi, benim oğlum öğrendi nasılsa. Derken 2 dk geçmeden anne çiiiş yaptım evet diye bir ses. Antre bildiğin göl. Yine ses çıkarmıyorum. Bir güzel temizleniyor, sonra diyorum oğlum ama madem çişin var neden tuvalete oturmuyorsun, yerler hep çiş oldu olmaması lazım güzel değil. Cevabı da yiyorum, yoo çok güzel oldu ben hep böyle yapıcam. Yazık değil mi bana diyorum, yoo temizler anne diyor. Olmaz oğlum diyorum, iyice ben hep buraya yapçam, küçük tuvalet istemem, büyük tuvalet istemem diye kahkaha atarak beni zıvanadan çıkarıyor. Beklenen son deliriyorum, beklenen son çok üzülyor, bende üzülüyorum ağlıyoruz. Hormonlarımdan nefret ediyorum. 

9. Gün perşembe

Yine okul günü, bir de babamız seyahatten dönüyor. Benim evi toparlamam lazım diye kandırıyorum. Akşam baba geliyor pek bir mutluyuz okulda yine asayiş berkemal bu arada. Eve gelince gaza da geliyoruz tabi, çiş yaparken oynayacağım diye lazımlıktan pipiyi çıkarıp anneye işiyoruz. Silip odadan kaçıyorum çünkü gülüyor, gülünce kızıyorum ben gerçekten kaşım gözüm atıyor. Bugün de bu kadarla bitti şükür. Hazırlanıp gitmemiz gereken bir akşam gezmesi var mecburi olan, yine mecburen külot bez ile idare ediyoruz. Elalemin evine işettiremeyeceğime göre. Bugünü böyle atlattık, bu sefer külot beze yapmışız biraz. 

10. Gün cuma

Okula gitmeyeceğğğiiiim krizi ile başlıyor gün ve onun dediği oluyor yine. Temizlikçi ablamıza cilveler bak ben ne güzel tuvaletimi yapıyorumlar falan. Sonra o gidince başlıyoruz altımıza yapmaya. Ben nasıl dayanacağııııım imdaaaat diye serzenişteyim. Bir de benimle inatlaşıyor sürekli ben altıma yapmak istiyorum diye. Oyuncaklarını ekstra dağıtıyor. Sürekli bir depresyon hali, sonunda şu iki yaş sendromu ile biz de tanıştık ya gıcııık oldum. Bol çişli bir günü daha bitirdik babyler. Bu iş olmayacak sanırım. 

11. Gün cumartesi 

Kakanın başlangıcını da külotumuza yapıyoruz. Acıyooor diye bağırıyor. Ne yapacağımı şaşırdım ama bu sefer izin veriyorum, kabız oldu zaten yoksa hiç yapmayacak. Tek tesellim sonunda günlük bir düzen oluştu. Sabahtan öğlene çiş. Akşam üzeri bi kaka yapılıyor. Yemekten sonra da bi kere daha kaka var. En azından ne ile karşılaşacağımı da biliyorum. Şımarıklık diz boyu, eveet fazla yüz vermişim :(

12. Gün Pazar

Kahvaltıya giderken külot bezimizi taktık yine. Sonra dedeye gittik hemen çıkardık. Evden çıkmadan çişimizi yaptık o yüzden tertemiz külot bezimiz. 
Dede de inat ediyoruz dünya su içsek te çişimiz kakamız yok. Korktu sanırım. Tuvalet aparatını unuttuğum için içine düşçem sanıyor. 
Akşam üzeri bana güvendi, yaptı çişini çok ta rahatladı. Mutluyuz, o da mutlu. Eve gelince de kaka yaptık. Ho hooyyytt. 

13-14-15-16-17. Günler Pazartesiden Cumaya. 

Uzun uzun anlatmayayım dedim, herşey bir anda düzene girdi. Külot bez hayatımızdan çıktı. Kendisi tuvalete bir amaç için oturuyor artık, bunu da beklemezdim yani, yapıyor kalkıyor. Saatlerce oturmak yok. Alt ıslatmak yok. Ateşlendik bu hafta o yüzden pırtla kaka kaçırdık ama onlar sayılmaz. Bu iş tamamdır arkadaşlar. Umarım böyle devam eder.

Bugün 21. Gün ve ben bitti sayıyorum eğitimi. Mümkünse hamilelik olmadan yapın bu işi çünkü çok zorluyor sinirleri, tahammül sıfır falan. 
Şimdi sırada acayip bozulan uykumuzu düzenlemek var. Kardeş geldiğinde çok zorlanırız çünkü, odasını hazırlamaya başlayacağız oğlumun, belki o heves ettirir. 

Sevgiler
Özge


Aylık hobi raporu - Ekim 2015

Bu ayın tembelliği ve karışıklığı üzerime çöktü, doğumlar çoğaldı çevremdeki  bütün arkadaşlar niye aynı ay doğurur bilemedim, havalar soğukmuş demek. Bir de o aya bizim bu bez bıraktırma girince biraz zorlanıyorum tabi. Bu arada bez bıraktırma ile ilgili postu en kısa zamanda ekleyeceğim buraya.


  1. Goblenim hala aynı yerde sayıyor. Goblen böyle bir iş işte, yapmak istersin göz izin vermez, devam etmek istersin sıkılırsın. O yüzden benim işler bir sene falan sürüyor. Aşağıda fotoğrafını görebilirsiniz, yerimde sayıyorum a dostlar.
  2. Mozaik tablomda da sadece ilk sırayı bitirebilme şerefine nail oldum. Çünkü yine başına oturamadım :) Aslında hep söylediğim gibi acayip hızlı ilerliyor herşey. Umuyorum bir kaç haftaya bitiririm çünkü düz durması gerektiği için salon masasında kala kaldı bütün tablo :)

  3. Söylemekten gurur duyarım ki hediye battaniyelerimden biri bittiiiii!!! Resmi aşağıda, umarım arkadaşım da beğenir, çünkü açıkçası hiiiç te beklediğim gibi olmadı. Ama olsun, kendi renk seçimim, kendi model seçimim yine de gurur duydum diyelim. Onunla ilgili de post gelecek :)
  4. Bu da yeni bebişimin odasına başladığım ama sonra oğluşumun yeni odasında kullanmaya karar verdiğim DMC'nin kutulu kitlerinden biri. Kit normalde bir adet için ama elimde biraz daha kumaşım olduğu için ve ipler yeteceği için bir tane daha tablo yapabileceğim. O da oğluşu olacak birine hediye olabilir zamanı geldiğinde.
Bu aralar başlamam gereken bir battaniyem kaldı. Dün gelen prensesimiz Pelin'e yapacağım. İpleri bugün sipariş ettim, tığ işi klasik bir battaniye olacak. Daha önce yapmıştım, muhtemelen çoook güzel olacak yine kendim yapacağım diye söylemiyorum :P Bugün bir şımarık gördüm kendimi. 
Sonra kızımın odasına yapacağım kasnak işleri var. Eveeet, kızımın odasııı :) İki numaranın cinsiyeti belli olalı çok oluyor aslında, 12. Haftada öğrendik biz. ama 22. Hafta detaylı ultrasonunda kesinleşene kadar emin de olamadık pek, Niye ise bir şüphecilik.
Şimdi göz altı morluklarımı ve suratımdaki sivilcelerimi kapatmaya gidiyorum. Bir sonraki postta görüşmek dileğiyle.

Sevgiler
Özge 

4 Ekim 2015 Pazar

Bez Bırakma maceramız vol1

Aslında vol1,5 çünkü bundan önce toplamda 12 saat süren bir denememiz olmuştu. Ama oğlum çok ağlayıp yapamayınca daha hazır olmadığına karar verip 1 ay erteledik. 
Ancak bizim bu kararımızı sallamayan sevgili okulumuz çarşamba günü bana kapıda bir sürpriz yapıp artık bezimiz yok dediğinde şoka girmedim değil. 
Yaptığım kısacık bir araştırma sonunda bu deneme işine en az 4-6 hafta devam etmemiz gerektiğini bildiğim için ikinci yani aslında ilk fasulyeden denememizi saymazsak ilk denememizi kesemiyorum şu anda. Gün gün paylaşıp elimden geldiğince neler olduğunu sizlerinde bilmesini sağlayacağım, her çocuk o kadar farklı ki, belki benzeyen biri çıkarda faydalanır derdindeyim. 
Öncelikle oğluşum 30 aylık, tam 2,5 yaşında ilk denememizi yapıyoruz. Daha erken denemek istedik, özellikle her anne gibi yaz aylarında denemeye başlayacaktık ama hamileliğimin başlarında çok fazla öğürdüğüm için tuvalete bile giremediğim için ertelemek zorunda kaldık. 
Ağustos ortasında sadece sabahları yediği bir biberon mamasını bıraktı, 3 hafta sonra tatilden dönerken mememizi bıraktı. Hemen 3 hafta sonra fasulyeden denememize başladık, ağır gelmesinden korktuğumuz için bıraktık ve ta daa 4. Haftada başlamış olduk. Umarım başarılı oluruz. 

1. Gün -Çarşamba:

Benim oğluşumla karşılaşmam saat 16:45 civarı okuldan aldığımda oldu, tabiki ben şok, 20 haftalık hamileliğim artık bana karnımda biri var hissi verdiği için bel ağrılarım başladığından bu sürece eşimle birlikte girmek istiyordum, ki kendisi 10 günlük bir yurtdışı seyehatinde olduğundan bana pek yardımı dokunamayacak. Ailem yazlıkta, çok yorulursam kayınvalidemleri ararım imdaat diye. 
İlk akşamımız berbat, okuldan geldikten sonra tamı tamına 6 kere çiş yaptık, tuvalet üzeri adaptör kullanıyoruz. Hiç sevmedi, içine düşeceğim diye ağlıyor, ki sürekli ben önünde oturup sarılıyorum. Sonuna benimde zaten beklenmedik zorlanan sinirlerim patlıyor ve 6. Çişten sonra bağırıyorum, (çişini 30dk tuvalette oturup yapmayıp, tam üzerine giydirdiğimde yaptığı için delirmiş olabilirim) banyo yapıp sarılıp ağlayıp yatıyoruz, birlikte ağlıyoruz tabii ki. Bu arada kaka yok

2. Gün-Perşembe

Sabahleyin yine ağlamalar ve tuvalete yapmamalar ile başladı, pipisini dövüyor, ben ona söyledim yapmayacak diyor. Aslında çok üzgün hala tuvalete bir damla bile yapamadık, okula göndermedim çünkü orada yaparsa utanır daha çok üzülür diye korktum. Okuldan aldığım bilgi okulda gayet güzel tuvalete giriyor yapıyor, evdeki yaşadığım yalan o zaman anlamıyorum. Sinirlerim yine yükselmeye başladı, 10 da uyandı -depresyon belirtisi,  normalde 8 de kalkar bu çocuk- saat 12ye kadar 3 kıyafet değiştirdik, sabah erken kalkıp giysi kuruttuğum için şanslıyım. Bu arada oğlum bana kesin bir dille büyük tuvaleti istemediğini küçük tuvalet istediğini belirtti, joker kapanmış, yakında alacak bir yer de yok internetten mi sipariş versem acep diyorum. Benim terelliler iyice geliyor, dayanamadım Külot şeklinde olan bezlerden almıştım onu giydirdim çıktık dışarı, kursum başlayacaktı bugün, kurdele nakışı deniyorum da. Neyse kimse gelmemiş, bizim kurs güne döndü, oğluş mutlu mesut şu anda. Çişini de yaptı, sanırım onun da rahatlığı var çocukta. Gün dönüşü eve dönemedik o ayrı, her yeri tek tek gezdik buralarda, 1,5 saatlik gezimiz sonunda toyzz shopta bulduk oturağımızı.  Oğluş çok mutlu, eve gelip bezini çıkardık, denemek istedi ve holeey, kaka çiş yaptık biz sonunda. Hem de iki kere. Kaka biriktirdi oğluşum korkudan yapamamıştı, bu sefer güzelce yaptı rahatça uyuduk. Kayınvalidemler aradı bu arada onlarda şehir dışına çıkmak zorundalar. Neyse hafta sonu kardeşçezim çalışmıyor kafam rahat. Güzelce uyuyacağız sanırım. 

3. Gün - Cuma

O kadar geç kalktık ki, okula gidemedik. Zaten bu süreç evde geçmeli bence. Temizlik günümüz olmasa daha iyi olurdu, hava da buz malum, camlar açılıyor falan, hasta olmasa bari. Salona çıkardık oturağımızı, tuvalette yapmak zor geliyor oğluşa, kahvaltı öncesi yapmak istemedi, zorla oturtunca sinirlendi çok. Kalktık mecbur, temizlik yapan ablamızın gazıyla kahvaltıda kaza yok, sen küçük tuvaletine yapınca alkışlayacağız dedik çünkü. Kahvaltı sonrası geçti salona elinde ipad kalkıyo kalkıyo bakıyo yapmamışım diyor oturuyor, sonunda yaptık, ablamıza hava atacağız diye alkış alacağız diye o gelene kadar kalkmadık, bugün hiç pantolon ıslatmadık, hangimiz daha mutlu bilemedik. 

4. Gün - Cumartesi

Hiç beklemediğim şeyler yaşıyorum. İlk çişimizi tuvalete yaptık herşey güzeldi, sonra öğlene doğru kakamız geldi, bu arada belirtmek isterim, rutini oluşan bir çocuk aslında benim oğlum, bezliyken yani. Okulda pek birşey yapmayıp, akşam yemeğinden önce çişini halleden, akşam yemeğinden sonra kakayı yapıp gece yatmadan çiş işini halledip sabaha kadar çiş kaka yapmaz. Bugüne kadar. Sabah kakam geldi deyip 5 kez oturup daha 1 sn geçmeden kalktı oturaktan sonra benim delirmem sebebiyle oturmak zorunda kalıp, 2 dakika benim ortadan kaybolmamla da ayağa kalkıp kakasıyla resmen yol takibi yaptırdı bana. Sonuç uzun bir süre kaka temizledim, söylendim söylendim. Sonra 3 kere dışarı çişini yaptı, bir de onları temizledim. Dünkü çocuk gitti yerine ben altıma yapıcam bez istiyorum diyen bir çocuk geldi. Bu arada dayı da şehir dışındaymış, yani bir kişi bile destek olamıyor. Sadece annem sürekli arayıp akıl veriyor, onunda suratına kapattım telefonu artık. Delirmiş durumdayım, akşam saat 22:00 de kaka yaptı oturağına, sadece o mutlu etti beni, 23:00 te de biraz çiş. Öğlen uykusunu kendi kendine iptal ettiğini söylemiş miydim, iyice kafayı yedi -klasik 2 yaş sendromunu gördüm sonunda- 23:30 da yatağımızdayız. 

5. Gün - Pazar

 Bugün 9:45 civarı kalktık, uyuya kalmışım da, yataktan indik, dün gece oturağa yaptığımız ve kahvaltıdan önce çiş yapmadığı için kafam rahat bi kendim wcye gidiyorum ve anneee çiiiş diye bitmiş bir çiş ile karşılaşıyorum. Artık patlamayan afyonum mu, hamile hormonlarım mı ne bir sinir krizi geçiriyorum maalesef, oğlan korkuyor, ben ağlıyorum sonra sessizce kahvaltımızı ediyoruz. Bu arada oğlum dünden beri anne pipi popo hasta beni doktora götür diyor, birşey olmadığını anlatmaya çalışıyorum ama nafile, uğraşıyoruz işte.  Şimdi yine ipad ile kandırma ve biraz onu oturakta oturtma yöntemlerine başladım malesef. 1 haftamız böyle geçsin de. Bu arada benim oğlum çişini yapıp ıslanınca rahatsız olmuyor, ıslak çişli dolaşabildiği kadar dolaşıyor tecrübeyle sabit. O yüzden kuru kalmasını sağlayıp normalin kuru kalması olduğunu öğretmem lazım önce. Bu arada mükafatlarımız var. Sabah çişini-kakasını yapınca kinder sürpriz yiyor. Öğleden sonraki çiş-kaka normal olırsa bisküvi tabağımız var. Eğer tüm gün güzel yaparsa, gülen suratımız var gülen suratlar ard arda 7 gün olunca paw patrol alınacak. Saat 15:00 itibariyle durum iyi, bahçede oynuyoruz. Saat 16:00da yine çok beter durumlara giriyoruz, şimdi de küçük tuvalete oturmam diyor, büyüğünü istiyor ama oturup hemen kalkmak istiyor. Şimdilik 1 kez çiş 1 kez de kaka yaptık altımıza 17:30a kadar. Kakanın başında yakaladığım için ipad ile oturağına oturdu yine. Ama tabii ki sonuç hüsran, son olarak 19:45 civarı banyo yaptırırken çişini yaptı, kesinlikle hiç bir rahatsızlık duymadan gayet güzel işedi ve altımı değiştir bile demedi. Ben mi abartıyorum bilmem ama sanki hazır değil gibi, bu duruma 4 hafta dayanabileceğimi de sanmıyorum, en azından 7 günü doldurayım düşünürüz artık. Yarın okula göndermeyi düşünüyorum, hem sinirlerim,hem belim, hem de kalçam iflas etti yarın sabah oturağı karşıma alıp erkenden çişe oturmayı düşünüyorum, ben de bekleyeceğim belki işe yarar. 8 civarı yattığı için keyfim yerinde biraz supernatural izleyip uykuya geçiyorum inşallah. Bu aşamada fotoğraf paylaşmak istemiyorum, ne bileyim özelimiz olsun istedim, en azından oğluşumun özeli. Bol yazılı renksiz post için özürler benden. 
Will keep you updated!
Sevgiler
Özge

23 Eylül 2015 Çarşamba

Zeytinyağlı yaprak sarma...oleyy

Acemi şansı mı derler ne derler bilmem ama ilk kez denediğim yaprak sarmam evimin erkeklerinden tam puan aldı.
Öncelikle yaş olmuş 32 şimdi mi yapılır yaprak sarma dediğinizi duyar gibiyim, anneannemin yanında bol bol sarmışlığım var aslında ama gerçek manada ilk kez yapıyorum ben bu sarmayı. Herşeyi baştan sona benim elime değdi, hazır sarma içini sadece saran ben, hem hazırladım, hem sardım, hem de pişirdim hamdolsun :p
Tarifin bazını Sahrap Soysalın sitesinden kaptım linkini buraya ekliyorum. Ama ben kendi damak tadım olsun, evdeki malzemelerim olsun, kafa nereye ben oraya olsun değiştirdim birazcık tabii. Ama diyeyim yani, tam ağzıma göre yapmayı da becermişim :) 
Tarifimi aşağıya ekliyorum, umarım beğenirsiniz.

Zeytinyağlı Yaprak Sarma:


Malzemeler:

İçi için;
*1 yemek kaşığı dolmalık fıstık
*2 yemek kaşığı kuş üzümü
*6 küçük soğan
*2 su bardağı kırık pirinç
*Yarım tatlı kaşığı tarçın
*1 tatlı kaşığı yenibahar
*Yarım tatlı kaşığı kara biber
*1,5 tatlı kaşığı kuru nane
*Tuz
*1 su bardağından biraz az zeyinyağı
*5 tane küp şeker
*1 limonun suyu
*Yarım demet maydanoz
* 1 su bardağı sıcak su


* Salamura asma yaprağı, sanırım yarım kg
* Biraz zeytinyağı
* 1,5 bardak sıcak su

Yapılışı:

- İlk işimiz salamura yaprakları bir kaç su yıkayıp suya koymak olacak. Yaklaşık 1 saat suda bekletmek bile yeterli olmayabiliyor. Bir kaç kez suyunu değiştirmekte fayda var.
- Pirinç iyice yıkayıp suya koyulur.
- Soğanlar yıkandı dörde bölünüp tupperware el rondosu ile bir güzel rondolanır.
- Zeytinyağı ocağa alınır ve dolmalık fıstık azıcık kavrulur. 
- Fıstıktan hemen sonra soğanlar yumuşayıncaya kadar kavrulur.
- Soğanlar yumuşayınca bu arada suyunu süzmüş olduğumuz pirinç eklenir birazda böyle kavrulur.
- Pirinçler 10 dk civarı kavrulduktan sonra kuş üzümleri ile 1 bardak sıcak su ve 1 limonun suyu eklenip altı kısılır suyunu çekene kadar pişirilir.
- Suyunu çeken pirinçlere tarçın, yenibahar, karabiber, kuru nane, tuz ve şeker eklenir. Kapak kapatılır ve demlenmesi beklenir. (5 dk civarı)
- 5 dk sonra ince kıyılmış yarım demet maydanozu da ekleyip güzelce iç harç karıştırılır.
- İstenirse başka bir kaba alınıp harcın soğuması beklenir. (Ben gerek gerek görmedim, zaten kapağı açık olunca üstten üstten soğudu.)
- Yapraklar tek tek ayrılıp sapları çıkarılır. 
- Yaprak boyutuna göre iç harç koyulur ve sarılır.
- Pişirme aşamasına geçince, tencerenin tabanı yaprakla kaplanır ve üzerine boş kalan yerlerine saplar yerleştirilir. 
- Hiç boşluk kalmayacak şekilde kat kat sarmalar dizilir.
- İşlem bitince üstten biraz zeytinyağı dökülür, eğer yaprak salamura değilse 1 adet limon suyu da eklenir, sonra sarmaların üzerine bir tabak kapatılıp üstünden 1,5 bardak su eklenir ve kısık ateşte bir güzel pişirilir.
- Suyu çektiği zaman olmuş olması lazım ama kontrol edin, suyu az geldiyse bir yarım bardak daha su ekleyip kaynatmaya devam edin.

Benim tarifim sarma için işte böyle :) Kuş üzümü ve fıstığı azıcık daha fazla koya bilirmişim, işte bunlar hep damak zevki.

Neden yaptığımıza gelirsek bu sarmayı, e bayram sarmasız olur mu? Gelenim gidenim olmasa da sarmam olsun istedim, bayramın 2. günü de kavurmayı yapar keyfime bakarım.

Sevgiler 

17den 21 e neler oldu?

Neler mi oldu, çok hızlı geçti. İstanbula ayak uydurmak zormuş, 3 hafta da olsa evden uzak olunca e bir de yaz sonu olunca insan baya bir zorlanıyormuş. 
Hem kendi gündemimden hem Türkiyenin gündeminden etkilenip hafta hafta rapor tutamadım bu sefer. Genel bir toparlama yapmaktan başka çare yok bu durumda. 
- Öncelikle hala bir günüm diğerini tutmuyor, enerji patlaması yaşayıp sonra bulantı krizine girebiliyorum, inanılmaz baş ağrıları yaşayabiliyorum. 
- Göbek pörtlemesi yaşadım yine, 21. Haftaya kadar eh işte normaldim, çok bir numara yoktu, hamile olduğum anlaşılmıyordu bile. Bu hafta dehşet haldeyim. Arkadaşımın baby showerından bir kareyle neye benzediğimi görebilirsiniz. 21. Hafta olan benim, 38. Hafta olan arkadaşım :) 
- He birde fotoğraftan anlaşıldığı üzere inanılmaz bi böyle çirkinleşme, saçın başın düzelmemesi efendime söyleyeyim makyajsız öcüye benzeme, makyajla da yani tam kaportayı toplayamama durumu mevcut bende. Özellikle kırılan saçlarımdan vallahi ben suçlu değilim, ama o ne özgüvense cadı sila modunda gezişimden ben suçluyum. 
- Yemeklerle aram iyi değil, peynirli makarna, tost , galeta, tereyağlı tuzlu ekmek ve elmayla günlerce yaşayabilirim ama kabızlık derdi yüzünden salata yemeye çalıştığım için mide ilaçlarının esiri oldum. Yeni kankam renie duo, ki ilk hamileliğimde sadece 1 şişe içmiştim bunda haftada bir tane bitiyor usta
- Yemek ve tost demişken, tostun salçalısı kadının kalçalısı makbul şu ara benim hayatımda. Hatta sucuk olmalı içinde, ki ilk hamilelikte ağzıma sürmedim yine. Bir de pastırmalı kaşarlı gözleme. Bana neler olduğu konusunda gerçekten bir fikrim yok, tez zamanda geçmeli yoksa renie de fayda etmeyecek zaar. Bi günde bunu yedim paylaşmadan edemiyciim 
- Tavuktan biraz tiksinmiş durumdayım ama o da tek tip tavuktan, mısırla beslenen tavuk çok yağlı geldi sanırım bana. 
- Çikolatayla aram süper değil bu sefer ama tatlıyla aram iyi gerçekten. Kabak tatlısı falan zaten çok severdim duble sever oldum. 
- Bu arada 20. Haftamda demir hapına başladım. İlkinde buna da gerek kalmamıştı ama artık nasıl kuruduysa bunda ihtiyaç oldu maalesef. 
- 20. Hafta testinde bir şey daha öğrendim kolestrol tavan, bu arada yukarıdakilere bakıp yanlış algılamayın sakın şarküteri merakım olduğu doğrudur ama sadece haftada bir gün izin veriyorum kendime. Diğer günler hafif kahvaltı ediyorum. Yani şu kolestrolümün neden çıktığını anlamadım, kurban bayramı kavurmalarından şüpheleniyorum bir tek, yeniden test tekrarlattırabilirim. 
- Yine yemekten gidiyorum ama abur cubur olarak sadece patlamış mısır, galetayla aram iyi. Hayatımdan kızartmayı doğurana kadar çıkardım sanırım çünkü çektiğim acı büyük oluyor. Cipste yiyemiyorum. Yine belirteyim 31 yaşındayım ve hala sivilcelerimden kurtulamıyorum hep bu cipsten kızartmadan sebep, ilk hamileliğimde de oldu bunda da çoook rahatsız ettiği için yiyemiyorum. 
- 21. Haftamda toplam aldığım kilo 2,5 ama yine yeniden bir belirtme normalde de tombik olduğum için aldığım kilo normal bence. 
- Sık migrene yakalanıyorum. Hava değişimi de etkiliyor tabi. Yani evet mecburen minoset alıyorum- sadece ağrı dayanılmaz olunca ve günde bir tane- 
- Sıcak basmalı ani bulantılarım var benim, ama ne bulanmak. Hiç sevmedim onları gerçekten. 
- Tekmelerimiz çok arttı, sonunda babişimizde hissetti, en çok oğlum karnımda beklemeyi seviyor, tekme hissetmezse anne uyumuş diye bana haber bile veriyor.
- Daha alışverişe başlamadım, anca 6. Ayı bitirir başlarım herhalde. Hem odamız da boşalır, alır alır yıkarım artık :) 

Bu arada olanlar bunlar. Bu hafta gecikmiş bir detaylı ultrasonumuz var. Sonra 24. Haftada şeker yüklemesi sanırım. Artık tahminimce 26. Hafta civarı bilgilendirme yaparım. 

Sevgiler
Özge

16 Eylül 2015 Çarşamba

İlk kez hazırlanan kışlıklar

Eveet, sonunda ben de klasik kışlık hazırlayan bacılar kervanına katıldım, kesinlikle de bayıldım.
Her sene yapacağım, yaptıklarıma yenisini ekleyeceğim :)
Bazı şeyleri ilk kez yaptığım için önce bu sene deneyeceğim beğenirsem seneye bir daha yapacağım. Hatta seneye bende kışlık tarif veririm belkim :)

Olayın başlangıcına geleyim hemen. Yazlıkta bir baktım millet kasa kasa domatesleri alıyor koca koca kazanlar kaynıyor. Geçtiğimiz sene annem domates suyu hazırlamıştı aslında bana ama hazırladıkları kabuklu olduğu için benim sıpam ne çorba ne yemek hiç bir şey yemediği için kullanamadım, açıkçası bende pek hoşlanmam domates kabuklarından ama annecim kendini yorarak bana bunları hazırladığı için ağzımı açamıyordum tabi.

Neyse bu sene bir gaz kendim başladığım için bi güzel soydum, kah doğradım kah rondoladım, kah rendeledim kah blendırdan geçirdim. Bir sürü teknik denedim yani.
Domatesleri soyarken tek tekniğim vardı, önce kaynar su, sonra buzlu su. Pat küt elinle bile soyuyorsun. İnanılmaz rahat oluyor bence. 5 kiloda 15dk farkettiği için bence hep yapılabilir, he vitamini kabuğunda mantığındaysak soymayalım tabii ki :)

Maceramın başlangıcında annemlerin bahçesindeki 5 kilo kadar domates ile güzelce menemen sosu hazırladım. 

Step step anlatırsam;
- Domatesleri bir güzel yıkayıp soydum.
- Sonra hepsini küp küp doğradım, öyle minik minik değil normal normal.
- Bir güzel kaynattım.
- Aynı zamanda bir kenarda yine bahçemizin dolmalık-çarliston babam ne topladıysa o cins biberlerinin çekirdeklerini çıkardım. Bunları minik minik doğradım.
- Biberleri yağda kavurdum.
- Domatesler hazır olduğunda biberler ile birleştirip hiç beklemeden kaynamaya devam ederken kavanozlara doldurdum. - tamam tamam annem doldurdu, ilk yapışımdı ne yapalım :)-
- Ters çevirip bir gece beklettim, sabah kontrol edip kaldırdım.

Sonra bahçedeki mahsul bitti, biz de komşulardan gördük gaza geldik tam o ara diyelim, 1 kasa (rivayete göre 22 kg) domates alıp domates suyu hazırladık. 


Bununda step step anlatımına geçelim;
- Önce bütün kasayı süper hızlı bir şekilde soydum.
- Tahminimce 15-17 kg domatesi dörde bölüp tencerenin içine aldım.Bir güzel kaynamaya bıraktım.
- Güzelce kaynayıp yumuşayınca altını kapatıp blendırdan geçirdim - tamaaam annem geçirdi -
- Sonra bir güzel kaynatmaya devam ettim. İstediğim kıvama geldiğinde (ben öyle çok kaynatmıyorum, genelde çorbada kullandığım için sulu olması işime bile geliyor) içine tamamen göz kararı şeker, tuz ve zeytinyağı ekleyip birazcık daha kaynattım.
- Yine kaynar kaynar kavanozlara koyup ters çevirip bir gece beklettim.
- Kalan 5 kg domatesi de küp küp doğrayıp blendır işlemi dışındakileri yaparak kapattım, makarna sosu yapmak için ayırdım.

Bu yettimi dersiniz, tabii ki hayır, bi 10 kg daha domates alındı bizde hemen, üçüncü partiden neler mi çıktı, onları da yazayım hemen;
- 5 kg'ı ile normal blendırdan geçirdiğim domates sosunu hazırladım hop çevirdim kaldırdım.
- Kalan 5kg ile süper kahvaltıda yemelik sos hazırladım. 
Bunun için 5 kg domatesi bir güzel rendeledim.
- Rendelediğim domatesleri kenarda beklettim ve böylece suyu biraz üzerinde kalmış oldu. Annecim sağolsun sabırla o suyu üzerinden aldı bir kenara, sonra kullanmak için ayırdı.
- 2 tane kırmızı biberi ve 1kg (biraz daha fazla da olabilir) bahçemizin dolma olmayacak kadar küçük dolmalık biberleri bir güzel çekirdeklerinden ayırdım, kabaca doğrayıp rondodan çok ta eritmeyecek kadar geçirdim.
- Domatesler kaynayıp biraz kıvamını alınca biberleri içine ekledim. Biraz birlikte kaynatıp içine zeytinyağı ve elma sirkesi, şeker, tuz ekledim. Fazla kaynatmadan çok az maydanoz kıyıp onu da içine kattım ve hemen kavanozlara doldurdum.

Bunlardan sonra tabiki bende bir bel ağrısı bir kalça ağrısı abooov dedim. Zaten arabada da daha yer kalmaz deyip hoppidik İstanbula geldim. Buraya gelmeden önce babacımın ve kayınpederimin baya bi emek harcadıkları bahçemdeki domateslere ve biberlere birşey olmadan toplasın diye kocacımı acayip baskılamıştım zaten. Yaklaşık 7-8 kg domates 1 kg sivri biberim oldu nur topu gibi. Yazlıktan dönerken de biber alışverişi yapmış olduğum için geldikten sonra kendime uygun boy - yani küçük kavanozlar alıp bir tur daha kahvaltılık domatesten hazırladım.
Ama kırmızı biberi biraz fazla, sivri biberi biraz daha az, domatesi rondodan geçirdiğimden mi ne biraz daha sulu, sirkeyi evde sadece white wine ve balzamik kaldığı için onlardan kullanarak yaptığım, yağını biraz fazla kaçırdığım, biraz fazla kaynatmak zorunda kaldığım, falan filan filan falan olduğu için daha değişik birşey oldu :) 

Kavanoza sığmayan ufak bir parçayı tattım ama açıkçası pek birşey anlamadım desem yeridir. O yüzden pek te güvenip tarif yazmıyorum, bir tadayım güzelse ayrı bir postlarım onuda.

Bitti mi dersiniz - tabii ki hayııır. Biz kahvaltıda biber kavurup lorla yemeyi çok severiz. Biberlerim bozulmaya yüz tuttuğu için ve tabiki çok olduğu için bunları da güzelce kışlık yaparım ben dedim, sonucunun ne olacağını bilemediğim için korka korka yaptım ama olsun.

- Evdeki kalan çarliston biberleri bir güzel yıkadım pakladım çekirdeklerini çıkardım.
- Güzelce hepsini doğradım, sonra biraz zeytinyağı kızdırdığım vok tavada bir güzel kavurmadan yağlı - kızartmadan hafif birşey yaptım.
- Bir güzel tuzunu ekledim altını kapattım.
- Bu sefer değişiklik yaptım ve soğumaya başladıktan sonra kavanozlara koyup kavanozları da tencereye koyup 5 dk kadar kaynattım.
- Sonra yine ters çevirdim hop beklettim.

Bu hafta pazarda dolaşırken güzelim kıl biberleri görünce dayanamadım :) 1 kilo aldım.
- Yıkadım pakladım çekirdeklerine dokunmadım. Gelişi güzel bir kaç parçaya ayırdım.
- Zeytinyağını kızdırıp kıl biberleri içine attım bir güzel kızarttım.
- Bu arada 750 gr civarı domatesi rendeledim bir kenarda kaynatmaya başladım.
- Kaynayan domatese klasik tuz şeker takviyesi bir damlada zeytinağı ekledim. Çok fazla kaynatmadım.
- Biberlere domatesi ekleyip pek fazla kaynamasına müsade bile etmeden kavanozlara doldurdum.
- Ters çevirip 24 saat beklettim.

Sırada patlıcanlarım var. Bir güzel patlıcan kızartıp domatesle şakşuka kavanozlayacağım. Anaaam bu ne hamaratlık. Onu da yarın yaparım daha sonra yazarım.
Hee bunların kışın tadı güzel olur mu onu bilemem :) ama şimdilik tattıklarım güzeldi. Buzlukta da sakladığım oldu daha önceleri, ama sanki buzluk kokusunu değiştiriyor gibi geldi. Bakalım bu şekilde herhangi bir değişiklik olacak mı.

Ay yazarken yoruldum umarım okurken sıkılmazsınız. Sıkılırsanız aşağıya yazın lüüütfen. Blog işinde yeniyim, derseniz postu ikiye böl bölerim.

Sevgiler
Özge

13 Eylül 2015 Pazar

Aylık her telden hobi raporu

Malum, yaz ayları sıcaktan mı bilinmez hobisel anlamda biraz verimsizdir, bir de benim bu seneki özel durumum eklendiğinden acayip verimsizdi.

Şu anda devam eden 3 projem var, biri bayağı bir yavaş ilerlemekte, ki işin olayı bu, yavaaş yavaş yapacaksın beni yoksa kör olursun diyor. Tabiki bu bahsettiğim işim goblenim. 
Oğluşumun odasına yapıyorum kendisini, umarım baby gelmeden yetiştirebilirim, neredeyse 3 te 1 i halloldu :) 

İkinci işim ise sevgili yeni hobim elmas taş yapıştırma işi. Aslında inanılmaz hızlı yapılıyor, önemli olan başında oturabilmek. Ben yeni oturacağım, en son tatile gitmeden önce elime almıştım. Onunda durumu aşağıdaki gibi;
Olunca muhtemelen süper birşey olacak bakalım bakalım. 

Son olarak elimde ekim sonunda göreceğimiz çok yakın arkadaşımın paşasına başladığım battaniye var. Şu an daha içime sinmeme durumunda, yarılayım da bir, yine sinmezse başka yaparım. 
Fikir aklımdayken süperdi, ama yapım aşamasında beklediğim elektriği almadım kendisinden. Umalım güzel olsun, yoksa işim zor, elimde çok iş birikti çünkü. 

Bugün yine kalça ağrımla başbaşayım, tamam biraz fazla gezdim kendim kaşındım ama ağrımayaydın iyiydin diyor, gönderimi sabah 9da yayınlamaya kurmaya çalışarak hepinize iyi akşamlar diyorum, wordpresste ne kolaydın sen. 

Sevgiler 
Özge



12 Eylül 2015 Cumartesi

13-16 arası

Bu kadar da geç yazacağımı tahmin etmemiştim. Aslında geçtiğimiz hafta evimize döner dönmez yazacaktım başımdan geçenleri ama gündem tadımızı tuzumuzu kaçırınca maalesef hayat devam eder olamadı benim için. Unutmadan yazayım diye diye sanırım biraz unuttum bile. O yüzden uzatmadan hafta hafta başımdan geçenleri anlatmaya çalışacağım.

13. Hafta:
Bu hafta sonunda tatile çıktığımız hafta oluyor efendim.
12. Haftanın sonunda baktım ki midem çok bulanmıyor, haydi dedim yolculuk başlasın. İlk söylemek istediğim İstanbul-Bodrum arası acayip bel ağrısı yapıyor. Bu sene inat edip arabayla çıktık yollara, geçtiğimiz yıl gittiğimiz otele jet rezervasyon yaptırarak acaba uçağa binsekmi diye düşünmeden topladık valizlerimizi gittik.
Uçağa binmek istemememizin sebebi hamilelik değildi, geçtiğimiz sene rötarlar transferler falan derken 10 saatte otelden evimize vardığımız için dedik ki arabayla ne sürcek yea olmadı mola veririz, 12 saatte (dünya kadar mola vererek) girdik otele.
Neyse, bu haftanın hamile halimden kalanları ise feci tuvalet problemi yaşamam, günde kaç kere tuvalete çıktığımı bilmiyorum desem yeridir. Yemek yememe de engel oldu tabi, hem herşeyi içim almadığından hem de ishalden sebep inanılmaz iştahsızdım. İçecek falan da istemiyor insanın canı, sadece boool bol su içtim ve kahveye yeniden başlayabilmenin acısını çıkardım :)

Kalça ağrılarım bu ara başladı, bir de kramplarla yüzleştim. Onu sodayla çözdüm şimdilik, günde iki adet soda kendime de getiriyor sanki beni.

14. Hafta :
Yolumuz tatil sonrası yazlığa düştü. İstanbulun sıcak havasından bunalan oğluşumla ben babamızı işe gönderip 2 hafta yazlıkta yaşadık.


Bu hafta normal anne yemeği yediğimden ishalden kurtuldum, maalesef tersine döndü dünya 3 günde bir girebildim wcye bu ayrı.
Yediklerimin çeşidi arttı. Soğan kokusuyla aram süper, tek sorunum çoban salata mide yanması yapıyor, bir de bebemi göresim var o kadar :)
Anneannemizin yazlığı Keşanın bir köyünde, o yüzden domates biber bol bol olduğundan kendimi kışlık domates suyu-menemen-kahvaltılık domates biber hazırlamaya adadığım için, ve kendimi acayip yorduğum için kalça ağrılarım coştu. Yatsam kalkamıyorum, oturarak uyumanın yolunu bulsam nolurduu!!





15.Hafta:
Aman yarebbbiii, bu terbiyesiz hormon başımın belasımı ne!
Yine 2 gün yemek yiyemeyip öğürdüm, üzüm ve tostla yaşadım. Kurtuldum diyorum yine geri geliyor, halbuki ben ne güzel balık bile yiyordum haftada iki gün.
Yanlış hatırlamıyorsam oğluşa hamileyken 16. Haftadan sonra düzelmiştim, gerçi pek benzemiyor ikisi birbirine, bu daha ağır sanki. Günde 2 soda sayesinde kramplar hiç yok, kalça ağrısı fena ama. He bu hafta bir de bel ağrısı eklendi bu kalçaya. Az kaldı aaaz, en azından bu trimesterin büyük bölümü iyi geçecek.
Bir de minik kelebeği ilk kez hissettim bu hafta, ne hissedeceğini bilirsen daha çabuk anlaşılıyor. :)




16. Hafta:
Evime döndüm bu haftanın ortasında, yollarda yedim yedim durdum, e güzel tekirdağ köftesini nerede bulacağım, yiyecem tabi :)
Yol 4 saat sürdüğü için (molalarla birlikte) hiç yorulmadan evimize geldik. Hiç bir yerim ağrımadı, sızlamadı.

Bu hafta cinsiyet öğreneceğim için heyecanlı olduğum hafta.
Evin kendine gelmesi lazım, 1 aydır temizlik görmemiş. Bildiğin toz içinde. Ben nefes alamıyorum, he bir de alerji belasıyla uğraşıyorum haftalardır. Yazlık ormanlık alanda. Bütün tozutanlar beynime gitti, evimde rahat edeceğim derken burada da tozdan öldüm. Eve pazar günü döndük, salı gününe kadar temizlik yapılamadığından ben helak, bir de feci bir kalça ağrısı. Evde de ne çok iş varmış aslında.
Evde biriken domateslere biberlere çare bul, salı cuma temizlik yüzünden dolan dur. Sonuçta kalça ağrım çığrından çıktı.

Bir de şehit haberleri çok üzdü,belirsizlik ayrı üzdü, giden canlar ayrı üzdü. Herşeyin güzel olduğunu görebilecek miyiz ki gerçekten?

17. Haftanın ortasına geldim bile, umarım biraz daha hareketli hızlı geçer bu trimester. En kısa sürede blog yazılarımla döneceğim, hayat sadece hamileliğimden ibaret değil yani :)

Sevgiler
Özge