Herkese merhaba,
Misket limonumuzun ikili test haftasıydı bu hafta. En son 8. Haftada görüşmüştük kendisiyle. Tabii ki gummy bear tabir edilen ne olduğu belli olmayan bir tipi vardı :)
Bu haftaya kadar göbeğimin enteresan pörtlemesi dışında ve meşhur bulantılarım dışında hamile olduğumu pek anlayamamıştım aslında. Doktor randevusuna gittiğimizde kıpır kıpır kollu bacaklı inatla bize bakan bir veletle karşılaşınca ne olduğumu şaşırdım. Bir anda yeniden anne olacağımı anladım desem yeridir.
Ultrason boyunca misket limonumuz hiç durmadı. Sürekli zıpladı, sürekli kıpırdadı. Ense ölçümünü alamadık o yüzden. Doktorumuz haydi siz bir gidin de kahvaltı edin gelin dedi. Dönüşte yine aynı şekilde hiç durmayan bir bebekle karşılaştık :) Sonuç 1 gün sonra tekrardan doktorumuza gittik. Bu sefer uyku halinde yakaladığımız için hemen ölçümleri alındı. Burun kemiğimiz var ve ense kalınlığımız 1,03mm çıktı. Boyumuz 5,84cm ultrason haftası 12w2d. Kanımızı da verdik, sonuçları da bir kaç güne alacağız. (Doktor ile henüz konuşmadım ama sonuçlar normal görünüyor)
Gelelim esas olayımıza, oğluşum kardeşini ilk kez gördü. Kafası karışıp iki tane kardeş var sandı, büyük ekrandaki, büyük kardeş, doktorun ekranındaki de küçük kardeş oldu. Bebek ultrasona bakış pozisyonunda durduğu için sürekli sana bakıyor oğlum dedik heyecandan çatladı çocuğum. Sonuçta çok güzel bir tanışma yaşadık, hiç birşeyin farkında olmamasına rağmen heyecanı görülmeye değerdi.
Birazda kendimden bahsedeyim dedim, türk kahvesi ile aram düzeldi. Aslında yemeklerle de aram düzelmişti ama malesef son iki günüm kabus gibi geçti. mide bulantısı, sürekli bir uyuma hali. Önce 12. hafta bitti ve şikayetlerim geri döndü diye korkmuştum ama sanırım tamamiyle İstanbulun saçma nemi ve esmeyen havası hormon delirmesi ile karşı karşıya geldi bana hediye olarak bu iki günü verdi. Bir de vücudum halen tansiyon düşmesine alışmaya çalıştığı için o da mide bulantısı yaptı sanırım.
Bugün daha iyiyim, bir an önce hobilerime geri dönmeyi düşündüğüm için acayip sabırsız durumdayım. Oğluşum öğlen uykularını kesti, ben de normalde 2-8 arası uyuyan biriyken 11:30- 9:30 arası uyku moduna geçtiğim için pek hobilerime ayıracak vaktim olmuyor malesef. Alp yatınca ben de biraz ortalığı toparlasam derken hop bir bakıyorum uykum gelmiş :)
Henüz yemek yapmaya başlamadım ama bu hafta yapmam gerekecek sanırım. Umarım soğanla girdiğim sessiz savaşı ben kazanırım.
Oğluşum ve eşimin zıplayan misket limonunu gördükten sonraki tepkisi böyle. Bakalım bir dahaki gidişimizde bebeğimiz ne halde olacak.
Sevgiler
Özge
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder